Cunda Adası-Ayvalık







İzmir’den araba ile yola çıkıp 2 saatten kısa bir sürede Cunda adasına vardık. Çanakkale yolundan Ayvalık (daha önceki Sarımsaklı plajları levhasından da olabilir) içeri girip Ayvalık’ın içinden geçip Cunda adasına gidiliyor. Ayvalık'tan gelen tekneler ile de adaya arabasız gelinebilir.

Adada Otel Ezer’de konakladık (http://www.hotelezer.com/). Otelin önünde küçük bir (8-10 şezlong) güneşlenme alanı ve plajı bulunmakta. Adadaki ilk günümüzü burada değerlendirdik. Akşam yemeği öncesi kendimizi Cunda adasının ara sokaklarını keşfetmeye verdik. Sahildeki balıkçıların başladığı (veya bittiği) yerden içeri doğru girip Arnavut kaldırımlı sokaklarda, eski taş evlerin arasında dolaştık, bazı evler çok şık restore edilmişti, ayrıca sokak aralarında daha sonraki gelişlerimizde keşfetmeyi planladığımız çok şirn, keyifli, küçük restaurantlar vardı, arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre ayrıca çok keyifli küçük meyhaneler, tavernalar da varmış.

Akşam yemeği için Cunda’ya gideceğimizi söylediğimizde ağızbirliği etmişçesinize herkesin önerdeği Bay Nihat’ı seçtik, akşamüstü yer ayırtmamıza rağmen deniz kenarı masalar doluydu, bir sıra içeride oturduk (çok da büyük bir fark olmadığını söyleyebilirim). Yemekte ne yiyeceğimiz konusunda karar vermemiştik, içeri gidip mezelere bakalım dedik, sayısını hatırlayamadığım kadar fazla mezeyi görünce de rakı-balık yapmak yerine rakı-meze yapmaya karar verdik. Bugüne kadar İzmir’de yaşayan bir kişi olarak deniz mahsülleri konusunda değişik şeyler yedim desem de burada gerçekten değişik mezeler ile karşılaştık. Hepsini hatırlayamasam da safranda pişmiş kalamar, sakızlı ahtapot, şaraplı ahtapot, özel sosta pişmiş midyeler aklımda kalan değişik ama her biri birbirinden lezzetli mezelerdi.

Cunda adasındaki 2.günümüzü ada camping’de değerlendirmeye karar verdik, adanın midilli’ye bakan ucunda, ayvalık körfezini solunuza alıp, körfez ve ada manzaralı bir yoldan, daha sonradan çamların arasından virajlı, otomobil kullanmanın bir keyfe dönüştüğü bir yoldan geçip ada campinge ulaştık. Girişte kişi başı 10 TL veriliyor, karşınızda midilli, çakıldan bir plaj, temiz bir deniz, hafif bir esinti, lezzetli yemekler (genelde plajlarda pizza, tost, salata gibi yemekler sunulurken burada sanırım kamp yapanlar olması sebebiyle zengin bir öğle yemeği menüsü vardı) eşliğinde güzel bir Pazar günü geçirdik.

İzmir’de oturup ta bugüne kadar bu kadar yakın ve bu kadar güzel bir yere gelmemiş olduğumuza hayret edip, en kısa sürede tekrar gelmek üzere Cunda’dan ayrıldık.