Paris gezimiz

Paris'te 1.gün

Hanimla 35.yasgunumu kutlamak icin yaptigimiz ilk 2 plan suya dustukten sonra kendimizi Paris'te bulduk. Otelimiz Eiffel kulesine (tour eiffel, gustave eiffel tarafindan 1889 yilinda hem fransiz devriminin 100.yil kutlamalari hemde Paris Exposu icin yapilmis, yilda 7 milyondan fazla ziyaretcisi var, antenlerle birlikte yuksekligi 324 metre, daha detayli bilgi icin resmi web sitesi http://www.eiffel-tower.com/
 adresini ziyaret edebilirsiniz) 10dk. yurume mesafesinde bulunan Beagrenelle st.charles (http://www.beaugrenelleparis.com)%20havaalanindan/ kisi basi 17 € verip otobus ile yaklasik 1saatte Gare du Montparnasse'a geldik, oradanda taksi ile 10 € verip otele vardik. Otele geldik ama disarida insaat iskelesi, giriste ustalar boya ve elektrik isleri ile mesgul, yok artik bu ne dedik ama odaya cikinca oda ile ilgili birsey olmadigini gorduk. Oglenden sonra geldik ama zaman kisitli, hemen kendimizi disari attik, Eiffel kulesine yuruduk, bir asansorde bakima girmis, uzunca bir kuyruk vardi, resim cektik, hemen arkasindaki yemyesil parkta oturup birseyler atistirdik, oradaki kopruden seine nehrinin karsisina gectik ve manzarali guzel bir yoldan yuruduk, birkac kopruyu geri biraktiktan sonra tekrar karsi tarafa gectik, o anda haziran ortasinda (ki hava izmirde 30 un ustuyken burada 18-19) siddetli bir yagmur basladi, bizde zaten yorulmustuk deyip  kendimizi metro ile otele attik (metrodan 12,70 € verip 10 bilet aldik kredi karti ile de ödenebiliyor) metro biraz eski ama genis bir alani kapsiyor, 1 hat degistirip otele vardik. Biraz dinlendikten sonra yine metro ile Champs-elyses'ye gittik, bu cadde parisin en meshur alisveris caddesi, gitmeden once bir goz atayim derseniz http://www.champselysees.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Arc de triomphe'(Zafer takı, http://www.arcdetriompheparis.com/ ) dan baslayarak caddeyi dolastik, Paris'e gelip bu caddeyi gormemek olmaz, aksam yemegi icin cadde uzerindeki bruksel midyecisi "leon" a oturduk, (http://www.leon-de-bruxelles.fr/ )lezzetli bir midye ziyafeti cektik kendimize, hanim "provencale" tarzi bi tencere sosta pismis midye yedi, bende meridional tazi tepside acilmis ustune domates,feslegen ve peynir konup pismis midye yedim (2 kisi ayri ayri yemek-belcika birasi bahsis dahil 50€,midye seviyorsaniz denenebilir, bu arada haziran ayinda hava gec karariyor gun uzun aklinizda olsun, yemek sonrasi caddeyi biraz daha dolasip George V caddesinden seine nehrine indik, bu caddede bircok luks markayi bulabilirsiniz. Nehre inince karsimiza tum heybeti ile isiklandirilmis eiffel kulesi cikti, bir ara ayrica bir isik sovuda oldu, yuruyerek otele donduk

Pariste 2.gün

Sabah 9 gibi dustuk yollara yine, once metro ile Saint Germain des Pres bolgesine gittik, metrodan "mabillon"istasyonunda inip "Palais du Luxembourg" ve arkasindaki "Les Jardins du Luxembourg" a yuruduk (jardin:bahce) burasi sehrin icinde cok guzel peyzaji olan bir bahce/orman karışımı biryer, koşanlar, yuruyenler, gezenler, dinlenenler, bebek gezdirenler,  guneslenenler, herkes burada, bu arada bahcenin on tarafindaki bina da senato, ama etrafta bir koruma ordusu, giremezsin, gecemezsin durumu yok, alisik oldugumuz bir durum degil tabii. Parise geliyorsaniz bu bahceye mutlaka bir saat ayirin bence. Buraya gelmeden once yolda vitrinini gorup iceri daldigimiz "gerard mulot" adli pastanede (http://www.gerard-mulot.com/
)2 lezzetli tatli ile kahvaltimizi yaptik, Paris'in her tarafi boyle vitrinini gorunce aciktiran pastanelerle dolu zaten. Buradan yuruyerek "İle de la Cite"e gittik. Burasi parisin tam ortasindan gecen Seine nehrinin ortasina bir ada ve ustunde meshur "Notre Dame"kilisesi var. Burada da acaip bir kuyruk var giris icin. Etrafinda dolandiktan sonra "Quartier Latin" bolgesine yuruduk (yaklasik 10 dk)burada ufak restaurantlar, küçük sokaklar var. Ogle yemegini "Saveurs de Savoie" adli birbirine benzeyen turisti yerlerden birinde yedik, 10 euroluk set menu (sogan corbasi+bonfile+meyve salatasi),peynir fondu(yaninda haslanmis patates ile birlikte) ve yarim sise sarap 2 kisi toplam 40 euro verdik, sonra "Maison Georges Larnicol" adli cikolatacidan degisik degisik cikolatalari mideye indirdik. Bu kadar dinlenme ve yeme ustune tekrar yuruyecek enerjimiz yerine geldi, Quartier Latin mahallesini gezip saint germain bolgesine gectik, ara sokaklara girip ciksakta ana yolumuz Saint Germain bulvari oldu, geniş, yeşili bol, sagli sollu kafe ve magazalarla dolu bir bulvar, yorulunca "Les Deux Magots" (http://www.lesdeuxmagots.fr/ ) adli kafede oturduk, bir kahve, caddeye bakan kucuk bir masa, herkes yan yana oturup caddeye bakiyor, tam turist gunu geciriyoruz desem yeridir. Buranin tam yaninda La Flore diye bir yer var, paris gezi kitabinda yazdigina gore zamaninda genc Napoleon burada hesabi odeyemeyince sapkasini rehin birakmis (hanim der ki ondan sonra para para para demis ;)) kahve molasi sonrasi caddenin sonuna kadar yuruyup nehrin karsisina gecip "Grand Palais" cevresini gezdik, artik iyice yorulduk, yuruyerek otele donduk.Aksam yemegi icin Champs Elyses nin bir yan caddesi olan Avenue Marceau da bulunan İtalyan restauranti casaluca (http://www.casaluca.fr/ ) ya gittik, yemek olarakta yapildiktan sonra parmesan tekerlegi icinde peynire bulanan spagetti yedik, makarna seven biriyseniz birgun mutlaka bu sekilde yapilan makarna yemenizi oneririm. Burada 2 kisi yemek ve karafta sarap icin yaklasik 60€ civari bir hesap odedik. Gecenin kalan bolumunu ingilterede yasayan ve tesadufen pariste bulunan yeni evli dostlarimizla bir paris cafesinde sarap icip eski sohbet ederek gecirdik, dunya kucuk.

Paris'te 3.gün

Yagmurlu bir paris sabahina kalktik, dun zaten izmirde bir ayda yurudugumuzu bir gunde yurudugumuz icin biraz gec uyanmisiz, semsiye yagmurluk ne varsa aldik bindik metroya, istikamet sanatcilarin mekani "Montmartre". İki aktarma ile geldik, merdivenleri tirmandik (diger taraftan gelince funikilerde varmis ama biz kulagi biraz tersten gostermisiz ama olsun)  cok aciktigimiz icinilk kafede kahve+krep yiyip enerji dolduk, kucuk bir meydani ve sokaklari dolastik, sanat galerisini gezdik http://www.daliparis.com/  cok yaratici seyler vardi. Burada sokak resam dolu, kahvalti ederken bile 3-4 kisi gelip karakalem portrenizi cizelim dediler, yan masa cizdirdi sanirim 20€ gibi bir ucreti var, bizi yolda baska bir amca cevirip makasla kagida portremizi kesti !!! 2 kisi icinde only for you my friend turist kaziklama yontemi ile 30 eurodan 20 euroya indi, degisik bir animiz oldu. Montmartre in hemen yaninda Sacre-Coeur kilisesi var (http://www.sacre-coeur-montmartre.com/), orayida gezip merdivenlerden asagi sallandik. Once moulin rouge u disaridan gorelim dedik ve o bolgeye gittik(http://www.moulinrouge.fr/) girmeye de niyetimiz vardı ama fiyatlar biraz yüksek geldi. Daha sonra opera bolgesine yoneldik ama karnimiz acikinca gezi kitabinda onerilen "Chartier" (http://www.restaurant-chartier.com/www/visit/contact.php) (rue du fabourg no:7) adli restauranta gittik, burasi bir pasajin icinde gibi, nasil bir yer diyip bir girdik ki içerisi yüksek tavanli, en az 100 masasi olan koca bir yer, az turist daha cok fransiz, bizede bir yer buldular. Madem tam fransiz restaurantina dustuk bizde onlar gibi yiyelim degil mi, garsona sen onden kaz cigeri ve salyangoz getir dedik, akabinde hanim antrikot yedi, bende kuzey fransa Alsace bolgesi yemegi olan choucroute yedim (deneyecek olursaniz once garsona icerigini sorun) yaninda bir de chote du rhone sarabi, yemek bitisinde bir calados hersey sahane, hesap toplam 50€. Yemek sonrasi durmak yok yola devam dedik, buyuk alisveris magazalari Lafayette, Printemps vb bulundugu Haussmann caddesini yuruduk, lafayette e girdik lakin kalabalik rahatsiz etti, gourmet katina baktik sonra ciktik, biraz yuruyup Concorde meydanina indik, oradan Jardin de Tuileries de havuza karsi oturduk biraz, Louvre a gitti ama girmedik (bu gezide muze yok, pariste hem gezi, hem muze kuyrugu ve muze gezisi birlikte zor bence, baska bir sefere), buradan metro ile otele donduk. Aksam yemegi icin Saint Germain bolgesinde bir restaurant aradik fakat kapanmis, bizde "Les Editeurs" (http://www.lesediteurs.fr/) adli daha cok fransizlarin gittigi restauranta gittik, kuzu ve risotto denedik, garsonumuz daha once bodruma gelmis bizimle hatirladigi turkce kelimeleri konusmaya calisti, kahvemizi de ictikten sonra otele donduk. Bu arada aklima gelmisken yazayim, haziran ortasindayiz ve pariste hava cok gec karariyor, 9.30 da hava aydinlikti desem yalan olmaz. Dikkatimi ceken bir baska konuda cok fazla starbucks olmasi, ilginc geldi. Bir diger konuda pariste bakimli ve guzel parisli hanim gorme ihtimaliniz dusuk, daha cok japon, cinli, arap, amerikali turist goreceksiniz.

Paris'te 4.gün

Hava yine yagmurlu, metro ile Champs Elyssenin basindaki Arc de Triomphe a gittik, fransizlar buraya yildiz anlamina gelen "Etoile" diyorlar, 7-8 ayri bulvar burada kesisiyor cunku. Bu sefer Avenue de Grande Armee caddesinde yuruduk, bir kafede baget sandvic, kahve ve cikolatali croissant ile kahvalti ettik (otel kahvalti icin ek ucret istedigi icin ayni paraya disarida kahvalti ederiz dedik bu gezimizde) daha sonra etoile e cikan caddeleri yuruduk, yorulunca sine nehri kenarinda eiffel kulesi manzarali baska bir kafede sicak cikolata, kahve molasi verdik. Oglene dogru Notre Dame kiliisesinin arka taraflari diyebilecegimiz musevi mahallesine geldik, yemek dolarak falaval yedik guzeldi. Yemekten sonra ara sokaklara daldik, afrika kadini konulu bir kermese girdik, dizayn butiklere, tasarim magazalarina girdik ciktik, bu bolgede buyuk markalar yok ama bence vakit ayirmaya deger. Buradan cikinca Seine nehrinde bot turu yapmaya karar verdik, tur fiyati 12€ kisi basi, bir saat suruyor, nehirden de gezmek degisik bir alternatif.  Turu yaparken notre dame kilisesinin ustunde bulundugu adada oturanlari gorduk, bizde gittik baget, pizza, sarap aldik, adanin ucuna gidip oturduk, yemegimizi yedik, degisik oldu, etraf kalabalik, cogunluk genc, burasi universite bolgesine de yakin sanirim bunun da kalabalikta bir etkisi var, gezinizde vaktiniz olur ise bunu yapin derim. Bu arada nehre bakarken nehirden 2 polis cikti, yuzerek onumuzden gectiler, daha o kadar da icmemistim ama gercekten adanin etrafinda yuzup gittiler. Yemek sonrasi tekrar quartier latin bolgesine daldik, cumartesi aksami oldugu icin heryer kalabalikti. Sokakta canli jazz yapan bir grup vardi, birde onlarla dans eden yasli bir teyze vardi, cok sirindi teyze. Bizde bir bara oturduk birseyler ictik, sonra tekrar yuruduk, baska bir canli muzik grubuna denk geldik onlari izledik, seine nehri kenarinda cok eski bir kitapciya girdik, ilginc bir yer, cok eski, iceride oturup kitabinizi da okuyabilirsiniz Biraz seine nehri kenarinda dolasip metro ile otele donduk Boylece paris seyahatimiz sonlandi
Pazar sabahi taksi ile havaalanina gittik (60€)
Herkese keyifli geziler dileriz