Budapeşte


BudapeşteIrmağın batı kıyısındaki Buda, doğu kıyısındaki Peşte ile Buda'nın kuzeyindeki Öbuda kentlerinin 1873'te birleşmesiyle Budapeşte adını almıştır.

Macaristan'ın başkenti olan Budapeşte ülkenin kuzeyinde, Tuna ırmağı üzerinde yer alır. Peşte ili sınırları içerisinde yer alan Budapeşte kenti özel il statüsündedir. Berlin den sonra Orta Avrupa nın ikinci büyük kentidir. İÖ 3. Binden bu yana sürekli yerleşilen bir alana kurulu olan kentte bugün Macaristan nüfusunun beşte biri yaşamaktadır. Yüzölçümü 525 km2; nüfusu 1.719.343.Budapeşte Karpat Havzasının ortasında, Transtuna'nın kuzey tepelerini Büyük Macaristan Ovasına bağlayan tarihsel yolun üzerinde yer alır. Kentin kurulduğu yerde Tuna'nın ortasındaki adacıklar, ırmağın bu noktada her zaman yürünerek geçilebilmesine olanak vermiştir. Buda'nın yüksek taraçalar ve Buda tepeleri üstünde yer almasına karşılık, Peşte düz ve geniş Peşte Ovasında kuruludur.Budapeşte'de Büyük Macaristan Ovasının sert kara iklimi ile Transtuna'nın bol yağışlı iklimi arasında bir geçiş iklimi egemendir. Temmuz ortalaması 22 C, ocak ortalaması -1 C, yıllık ortalama sıcaklık ise 11 C dir. Kent yılda ortalama 600 mm yağış alır. Karla geçen kış aylarında sıcaklık -15 C nin altına düşer.19. yüzyılda Tuna'nın akışının düzenlenmesiyle, Peşte Ovasına büyük zararlar veren taşkınların önüne geçilmiştir. Tuna'nın kirliliği günümüzde ciddi boyutlara ulaşmıştır. Yüksekteki Buda için sorun olmayan hava kirliliği, düzlükteki Peşte için büyük bir sorundur.Ortaçağ kenti buda dan günümüze parke yollar ve gotik evler kalmıştır. 18. Yüzyıl sonlarına değin Peşte küçük bir yerleşimken, bu dönemde bir nüfus patlamasıyla Buda yı geride bırakmıştır. Günümüzde nüfus kentin iki yakası arasında daha dengeli dağılmıştır.Kentte çok sayıda eski yapı ve anıt vardır. Buda nın başlıca tepeleri Kale Tepesi(Varhegy), Gellert, Janos ve Gül Tepesi dir (Rozsadomb). Bu tepeler ağaçlarla kaplıdır. Denizden 168 m yükseklikteki Kale Tepesinde Kraliyet Sarayı olarak da bilinen Buda Kalesi vardır. Bugün Budapeşte Tarih Müzesi, Ulusal Szechenyi Kütüphanesi ve Macar Ulusal Galerisi bu yapı içinde yer alır. Kale Tepesinin güneyindeki Gellert tepesinde, 1945 te Sovyet birliklerinin kenti Nazi işgalinden kurtarışının anısına dikilmiş Özgürlük Anıtı bulunmaktadır. Tepede ayrıca, içinde bir otel, lokanta ve müze de bulunan eski kale vardır.Denizden 520 m yükseklikteki janos tepesinin, telesiyejle kolaylıkla ulaşılan doruğunda bulunan manzara kulesinden bütün Budapeşte görülür. Kale tepesinşn kuzeyindeki gül Tepesi Budapeşte nin en gözde konut alanıdır. Gül Tepesinin karşısında, otel ve yüzme havuzlarıyla 1,5 km uzunluğunda bir park olan Margit Adası yer alır.Peşte'de, Margit adasının karşısında, Londra daki Parlamento binasından esinlenilerek yapılan yeni-gotik üsluptaki Parlamento Binası nın (tamamlanması 1904) yanında, yalın görünüşlü modern bir yapı olan Macar Sosyalist İşçi Partisi'nin merkezi bulunur. Kıyıda ayrıca Yeni-Rönesans üslubundaki Macar Bilimler Akademisi ve iki büyük otel vardır. Tuna nın, kentin kuzeyindeki kıyıları boyunca işçi sendikalarının yaptırdığı dinlenme tesisleri bulunmaktadır.Peşte'nin en hareketli yeri, devlet dairelerinin, Eötvös Lorand Üniversitesi nin(1635) bir bölümünün ve mağazaların yer aldığı Belvaros tur (İç Kent). Belvaros'ta eski kent surlarının kaıntıları vardır. Vaci Caddesi kentin en gözde alışveriş merkezidir. Peşte'nin ortaçağdan kalma en eski kilisesi olan ve 18. Yüzyılda barok üslupla yeniden inşa edilen belvaros Bölge kilisesi de buradadır. Belvaros'un hemen dışında, Macar milliyetçiliğinin simgesi olan Aziz Istvan Tacı nın sergilendiği Macar Ulusal Müzesi bulunmaktadır.Peşte'nin ana caddeleri Belvaros un çevresinde iç içe yarım daireler oluşturur. En büyük cadde Tuna nın bir kolunun kurutulmuş yatağı üzerindeki Büyük Bulvar dır (Nagykörüt). Bakanlıkların ve devlet dairelerinin çoğu Belvaros un kuzeyindedir.Peşte'deki 19. Yüzyıl yapıları arasında Aziz Istvan Bazilikası, Devlet Opera Binası, Ulusal Tiyatro ve Franz Liszt Müzik Akademisi konser salonu sayılabilir. Peşte'nin merkeziyle kent parkın Varosliget arasında Andrassy (Bugün Nepköztarsasag) Caddesi uzanır. Birçok Macar kralının ve ulusal önderin heykellerinin bulunduğu Binyıl anıtı da Varosliget tedir. Yakınlarda, başta Budapeşte Güzel Sanatlar Müzesi olmak üzere birçok müze, Budapeşte Hayvanat Bahçesi, kent sirki ve bir lunapark vardır.Tuna'nın yatağındaki bir çatlak, birçok kaynarca ve ılıcanın kaynağıdır. Buradan çıkan radyumlu suların ısısı 17 C ile 74 C arasında değişir. Roma döneminden bu yana bilinip kullanılan şifalı suların ırmak yüzeyine ulaştığı yerlerde kurulmuş kaplıcalar arasında Gellert, Rudas, Lukacs ve Szechenyi sayılabilir.Buda ile Peşte, altı karayolu köprüsü, iki demiryolu köprüsü ve doğu-batı metrosunun geçtiği bir tünelle birbirine bağlanır. Almanların 2. Dünya Savaşı sonunda kenti terk ederken yıktıkları bu köprüler, savaştan sonra yeniden yapılmıştır.Macaristan'ın en büyük kenti olan Budapeşte, ülkenin ikinci büyük kentinden on kat büyüktür. 1840 larda 100 bin olan ve 1918 de 1 milyona ulaşan kent nüfusunun artış hızı, örneğin Londra'nın aynı dönemdeki nüfus artışından kat kat fazladır. Doğumların ölümlerden az olduğu kentte nüfusun bu kadar artmasının nedeni, köy ve kasabalardan Budapeşte'ye olan sürekli göçtür. Ama 20. Yüzyıl sonlarında nüfus artış hızı yavaşlamış ve nüfus kent merkezinden çevre yerleşimlere kaymaya başlamıştır.Her zaman karşıtlıkları içinde barındırmış olan Budapeşte'nin kent merkezinde bir zamanlar aristokratların sarayları, dış mahallelerdeyse gecekondular vardı. 2. Dünya Savaşından sonra bu karşıtlıklar giderilmişse de, konut darlığı önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir.Bugün yalnızca Macarcanın konuşulduğu başkentin, son derece farklı etnik kökenlerden gelen halklarla zenginleşmiş bir tarihi vardır. Buda geçmişte, Almanlar, daha sonra da Alman ve Macarlarca yönetildi. 19. Yüzyıl başında Peşte'nin yönetimi Almanların elinde, gemicilik Sırpların denetimindeydi. Tüccarlar ise çoğunlukla Yunanlı ve başka Balkan halklarından oluşuyordu. Batıdan gelen Almanca konuşan sanayi işçilerinin yanı sıra, doğudan gelen çok sayıda Yahudi de kente yerleşmişti. 1900 de Budapeşte nüfusunun dörtte biri Yahudiydi. 2. Dünya Savaşında kentin Yahudi toplumunun büyük bölümü yok oldu. Günümüzde Budapeşte kültürel açıdan bütünleşmiş bir kent görünümündedir.Erken dönemlerden bu yana ülke ekonomisinin merkezi olarak gelişen Buda, bütün yolların kesişme noktası ve tanınmış bir Pazar yeriydi. 19. Yüzyılda ise ticaret etkinlikleri Peşte'ye kaydı. Peşteli tüccarlar Macaristan'ın tarım ürünlerine dayalı ticaretini ellerinde tutmakta, ve 1900 de sayıları 100 e ulaşan bankalar ülkedeki banka sermayesinin yüzde 60 ını denetlemekteydi. Peşte'nin Belvaros semti hala bir ticaret merkezidir. Büyük bankalar, ülkedeki yabancı şirketlerin çoğu, devlet seyahat acentesi ve en iyi mağazalar Belvaros tadır. Tüketiciye yönelik hizmetlerde dengeyi sağlamak amacıyla Obuda, Lagymanyos, Ujpest, Zuglo ve başka yerlerde de büyük alışveriş merkezleri kurulmuştur.1968 de uygulanmaya başlayan ekonomik reformlar, parakende satış ve hizmet işletmelerinde özel girişime olanak sağlamıştır. Hem kamu sektörü, hem de özel sektör, gittikçe gelişen turizmden yararlanmıştır. 19. Yüzyılın son çeyreğinde ne yerel doğal kaynakları, ne de vasıflı işgücü bulunan Budapeşte, bir ticaret merkezi olmaktan ülkenin en önemli sanayi merkezine dönüşme sürecine girdi. Önceleri imalat, birkaç küçük fabrika dışında, hammadde işlenmesiyle sınırlıydı. Tuna kıyılarında büyük un fabrikaları inşa edildi. Temel metal işleme ve imalat işletmeleri, tarım aletleri ve cephane imalatı, gemi ve elektronik sanayileri bunları izledi. Ülkenin sanayi üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren ve 1938 de toplam işçilerin beşte üçünü barındıran Budapeşte, bu konumuyla Macaristan ın öbür kentlerinin gelişmesini de engellemiştir. Kentin Tuna üzerindeki konumunun ve sanayileşme başlamadan önce yapılan merkezi demiryollarının Budapeşte nin bu duruma gelmesinde önemli katkısı olmuştur. Macaristan ın 1918 de topraklarının üçte ikisini kaybetmesi ve 1945 te merkezi planlamaya dayalı ekonominin kurulması, Budapeşte yle ülkenin geri kalan kesimi arasındaki dengesiz ilişkiyi daha da arttırmıştır. Bununla birlikte 1969 a gelindiğinde Budapeşte nin ülkedeki toplam işgücünden aldığı pay yarı yarıya azalmıştı. Bugün Budapeşte de istihdam edilen işçilerin yarıdan çoğu ağır sanayide, geri kalanı da hafif sanayi ve gıda sanayisinde çalışmaktadır.Budapeşte'nin büyümesindeki en önemli etken ulaşım olmuştur. Tuna üzerinde her zaman önemli bir kavşak noktası olan Budapeşte, Macaristan'a dağılan yolların merkezindedir. Ülkenin en büyük otobüs terminali Budapeşte'dedir. Macaristan'ın tek sivil havalimanı olan Ferihegy Uluslar arası Havalimanı, Budapeşte'nin merkezinden 16 km uzaklıktadır. Uluslar arası Tuna Komisyonu'nın merkezi Budapeşte'dedir. Kentin iki yakasını birbirine bağlayan köprüler arasında en eski ve ünlüsü 1840 da yapılan ve 19. Yüzyıl Macar reformcusu Istvan Szechenyi nin adını taşıyan Szechenyi Köprüsü dür.1866 da kurulan atlı tramvay sistemi 1887 de yerini elektrikli tramvaya bıraktı ve kısa bir süre içinde geniş bir şebeke oluşturuldu. 2. Dünya Savaşı sonrasında tramvay ve otobüs kent içi ulaşımda yetersiz kaldı. Özel otomobil sayısının artmasıyla trafik sıkışıklığı problemi baş gösterdi, ama daha sonra iyi bir ulaşım ağı oluşturuldu. 1970 lerde kurulan metro sistemi biri ırmağın altından geçen üç hatla Buda'yı Peşte'ye bağlamaktadır. Temizliği, hızlılığı ve ucuzluğuyla Budapeşte metrosu kentin özelliklerindendir. Buda tepelerinin ağaçlık gezinti yerlerine kentten otobüs, dişli tren ya da telesiyejle kolaylıkla ulaşılabilir. Tepelerin arasında dolaşan Öncülerin demiryolunu (Uttörövasüt) daha çok çocuklar çalıştırır.Budapeşte'de kamu hizmetleri yaygın ve gelişkindir. Havagazı kullanımı 1856 da, elektrik kullanımı da 1893 te başlamıştır. Kamu taşımacılığı ve telefon sistemi 1970 lerde yeniden düzenlenmiş ve geliştirilmiştir. Suç oranının düşük olduğu kentte, sağlık hizmetleri ve başka sosyal hizmetler yeterli ve yaygındır. Konut darlığı kentin en önemli sorunudur.Budapeşte'nin ekonomik büyümesine büyük katkısı olan zengin kültürel yaşamının, bütün Macar kültürü içinde önemli ve önde gelen bir yeri vardır. Radyo, televizyon yayınları ve film sanayisinin yanı sıra, basım ve yayımcılık da gelişmiştir. Kent Macaristan'ın şair ve yazarlarını kendine çekmiş, Ferenc Erkel, Ernö Dohnanyi, Bela Bartök ve Zoltan Kadaly gibi ünlü müzik ustaları da bu kentte yaşamışlardır. Macaristan ın en iyi ilk ve orta dereceli okulları, üniversiteleri ve Macar Bilimler Akademisi ile ülkenin araştırma enstitülerinin büyük çoğunluğu Budapeşte'dedir.Kentte ayrıca Macaristan'ın en iyi kütüphaneleri, müzeleri, sanat galerileri, orkestraları, tiyatroları ve spor tesisleri bulunmaktadır. Franz Liszt in 1875'te kurduğu müzik akademisi dünyaca ünlüdür. Opera binası 1984'te onarılarak 19. Yüzyıldaki görkemine kavuşturulmuştur.Coğrafi konumunun uygunluğu, Budapeşte'nin Neolitik çağdan bu yana yerleşmelerin olduğu bir yer olmasında önemli bir rol oynamıştır. Arkeolojik bulgular yörenin en az İÖ 3 binde kullanılmaya başladığını ve Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağı insanlarının burada oturmuş olduğunu göstermektedir. Kale Tepesinin 3 km kuzeyindeki Obuda da Kelt kökenli Eraviskler Ak-Ink (Bol Su) adıyla bilinen yerleşimi kurdular. İS 1. Yüzyılın sonlarında Romalılar aynı yerde Aquincum adlı askeri kampla birlikte bir de kent oluşturdular. Aquincum yaklaşık 106'da Aşağı Pannonia nın yönetim merkezi oldu. 124 te municipium (belediye), 194 te koloni konumuna yükseldi. Pannonia da Roma egemenliğinin 5. Yüzyıl başlarında sona ermesiyle, bölgeyi çeşitli dönemlerde ele geçiren Hunlar, Vizigotlar ve Avarlar kentteki büyük yapıları kullandılar. 9. Yüzyılda Kurszan önderliğindeki Macar kavimleri buraya yerleşti. 11. Yüzyıl başlarında 1. Istvan ın Hristiyanlığı kabul etmesinden bir süre sonra yerleşim merkezi Kale Tepesine doğru kaydı. Yerleşime adını9 vermiş olan Buda büyük olasılıkla burada inşa edilen yeni kalenin ilk muhafızı idi. Kuzeydeki eski yerleşim de bu tarihten sonra Obuda olarak anılmaya başladı. Tuna nın karşı kıyısında ise Slavların kurduğu Peşte yerleşimi bulunuyordu.1244 te Kral 4. Bela nın beratıyla Buda serbest kent oldu. Bela, 1241 deki Moğol akınlarında kentleri ağır hasar gören Peşte lilere de Buda daki kaleye yerleşme hakkı verdi. 1439 daki yeni düzenlemelere değin alman hukukuna göre yönetilen kent, Alman kökenlilerin denetimindeydi. Bu dönemde kent yönetiminde Macarlara eşitlik tanındı. Buda, kraliyet sarayına yakınlığı yüzünden özerkliğini tam anlamıyla kullanamamakla birlikte, kralların koruması altında ve yüksek mahkeme merkezi olması nedeniyle öbür serbest kentlerden daha öncelikli bir konuma sahipti. 1490 da 1. Matyas ın (Corvin) ölümüyle krallık otoritesi zayıflayınca, Buda için de bir duraklama ve çöküş dönemi başladı.Buda, 1. Süleyman ın (Kanuni) Macaristan seferi sırasında, Mohaç Savaşı nın (1526) ardından Osmanlı korumasına girdi. Kral 2. Lajos un Mohaç ta varis bırakmadan ölmesi üzerine soyluların bir bölümü, Süleyman ın desteklediği Janos Zapolya nın kral olmasını isterken, Avusturya arşidükü Ferdinand Macaristan tahtı üzerinde hak iddia etti. 1527 de Avusturya birlikleri Buda yöresini işgal ettiyse de, Osmanlı ordusu kenti geri aldı. Avusturya ile sorunlar 1538 e değin sürdü. Janos bu dönemde Buda nın savunması için bırakılan 3 bin yeniçeri ile birlikte Ferdinand ın çeşitli girişimlerine karşı koyduktan sonra 1540 ta öldü. Oğlu Janos Zsigmond u varis bırakmıştı. Ferdinand ın yeniden harekete geçerek Peşte yi ele geçirmesi ve Buda yı da kuşatması üz erine 1. Süleyman yeni bir sefer düzenledi ve 1541 de kenti Osmanlı topraklarına kattı. Buda ve Peşte, çevresiyle birlikte Budin eyaleti olarak yeniden örgütlendi ve aslen Macar olan Süleyman Paşa beylerbeyliğe atandı. Budin kanunnamesiyle vergi, toprak ve mülkiyet hukuku yeniden düzenlendi.145 yıl süren Osmanlı egemenliği döneminde Buda, Tuna kıyısındaki kaleden, surlarla çevrili kentten ve güneydeki Büyük Varoş tan oluşuyordu. Yöreyi 1660 lardaki görünüşüyle ayrıntılı olarak anlatan Evliya Çelebi, 24 mahalleli Buda da 25 cami, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 2 hamam, 8 kaplıca, 9 han, 1 saat kulesi ve 1 bedesten bulunduğunu yazar. Çoğu bugün ayakta olmayan bu yapılardan Sokollu Mustafa Paşa nın yaptırdığı Mustafa Paşa Camisi ve Türbesi nin Mimar Sinan ın yapıtı olduğu bilinmektedir. 1571 deki yangın, 1578 deki deprem, aynı yıl cephaneliğin havaya uçması ve çeşitli aralıklarla gelen dört kuşatma sonucu kent büyük hasar görmekle birlikte, sürekli yenilenmiş ve nüfusun 56 bine ulaşmıştı.1686 da Kutsal Roma-Germen imparatoru 1. Leopold un orduları ağır bir kuşatmayla kenti ele geçirdi. Kuşatma sırasında kent büyük yıkıma uğradı. 18. Yüzyıla gelindiğinde Matyas ın Buda sından geriye pek az şey kalmıştı. Kentteki Osmanlı yapılarından ise yalnızca sur burçları ile birkaç kaplıca, Gül Baba Türbesi ve mezarlık günümüze ulaşabilmiştir. 1687 de Macar Diet i (Parlamento) Macar tahtının veraset hakkını Habsburglara verdi. 1703 te hem Buda hem de Peşte 1. Leopold tarafından serbest kent olarak kabul ediliyordu. 1720 de Buda nın nüfusu Obuda ile birlikte 9600, Peşte ninki ise 2600 kadardı. Yüzyılın sonuna gelindiğinde ise denge değişmiş, Buda 24.300, Peşte ise 29.870 nüfuslu bir kent olmuştu. Avustuya İmparatorluğu nun bir parçası ve bir Alman ticaret merkezi konumundaki Peşte, 18. Yüzyılın sonlarında gelişmeye başladı. Yüzyılın başlarında yalnızca Katolik Almanların yerleşmesine izin verilen Buda ise yeniden hükümdarların gözdesi oldu. Maria Theresia döneminde burada yeni b,r saray inşa edildi. 1777 de Nagyszombat taki (bugün Trnava, Slovakya) üniversite (sonradan Eötvös Lorand Üniversitesi) Buda ya taşındı. 2. Joseph 1783 te buda yı Macaristan ın yönetim merkezi haline getirdi. Aynı yıl Curia (Yüksek Mahkeme) Buda ya, üniversite de Peşte ye taşındı. Yüzyıllarca kentin en ciddi sorunlarından olan su baskınları 1838 de özellikle şiddetli oldu. Peşte deki konutların yarısından fazlası yıkılırken Buda da büyük hasar gördü.Bunun üzerine bir dizi set inşa edilerek Tuna denetim altına alındı. 1830 da Tuna üzerinden buharlı gemi ulaşımının başlaması ve daha sonra ilk demiryollarının yapımı, Peşte nin gelişmesinde etkili oldu. Habsburgların yönetiminde Buda, aristokrat ve yabancı bir kent özelliği taşıyordu. Peşte ise ülkenin aydınlarının ve ileri gelenlerinin toplandığı bir yer olarak milliyetçi hareketin içinde yer aldı. Buda yı Peşte ye bağlayan Szechenyi köprüsü, birlikte yaşamanın simgesiydi. Peşte kenti hala bir ölçüde Alman niteliği taşıyor, ama Peşte ili genelinde soylular Macaristan a özerklik hareketinin başını çekiyordu.Mart 1848 deki devrim hareketi üzerine Pozsony deki (bugün Bratislava, Slovakya) Macaristan bakanlığı budağeşte ye taşınarak Diet e karşı sorumlu kılındı. Bunu bir iç savaş dönemi izledi. Mayıs 1849 da milliyetçi Lajos Kossuth un ordusu Buda yı kuşattı. Devrim hareketi baskıcı önlemler almasına yol açtı. Bu önlemler, 1867 Uzlaşması nın (Ausgleich) ilan edilmesiyle Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ortaya çıkana değin sürdü. Bu tarihte ikili monarşinin gereği olarak Viyana ve Peşte de ayrı hükümetler kuruldu. Budapeşte, 1873 te Peşte, Buda ve Obuda nın 10 ilçeli tek bir kentsel yönetim olarak birleşmesiyle ortaya çıktı. Kent bu tarihten, 2. Dünya Savaşı sonrasına değin kendi kendini yönetti. Birleşmeyle birlikte görülmemiş bir büyüme dönemi başladı. Eski yapılarında barok ve yeni-klasik üslupların egemen olduğu Peşte, bir inşaat patlaması yaşadı. Bu dönemin iki önemli yapısı, Peşte deki yeni Parlamento Binası yla Tuna nın öbür kıyısında yeniden yapılan kraliyet sarayıdır. Hızlı sanayileşme de kentin yapısını büyük ölçüde değiştirdi. Düzensiz ve denetimsiz büyüme ve sanayileşme, 19. Yüzyıl sonlarında çalışma ve yaşam koşullarının son derece kötü olduğu bir sanayi kentinin ortaya çıkmasına yol açtı.1.Dünya Savaşı öncesinde kentte işçi hareketi güçlenmişti. Savaştan sonra Avusturya-Macaristan ikili monarşisi dağılınca, savaş karşıtı radikallerin ve sosyalistlerin desteğindeki Ulusal Konsey yönetime el koydu. Kont Mihalyi Karolyi önderliğin deki Ulusal Konsey hükümeti Mart 1919 da devirdi. Komünistler başkentte iktidarı ele geçirdiler ve dört ay boyunca ülkenin orta kesimlerini de denetimleri altında tuttular. Kasım 1919 da karşıdevrimci ordunun eski düzeni yeniden kurmasından önce kent Rumen birliklerince yağmalandı. 1920 de imzalanan Trianon Antlaşması yla eski Avusturya Macaristan topraklarında yeni devletler ortaya çıkarken, Budapeşte de 8 milyon nüfuslu bağımsız Macaristan ın başkenti oldu. İki savaş arası dönemde ülkenin toprak kaybı, ekonominin buna göre yeniden düzenlenmesi gereği ve 1929 Büyük bunalımı gibi nedenlerle yaşam koşulları ağırlaşırken, Budapeşte de sanayi gelişti, yerleşim alanları genişledi ve nüfus arttı. Kente 4 ilçe daha eklendi, 1941 de nüfus 1.7 milyona ulaştı.2. Dünya Savaşı nda Budapeşte büyük bir yıkıma uğradı. Fabrikaların tümüne yakın bir bölümü ve konutların yüzde 85 i yıkıldı ya da hasar gördü. Bütün köprüler yıkıldığı için ulaşım durdu. 1945 te Sovyet ordulara Budapeşte ye girdiğinde nüfus yüzde 25-30 azalmıştı. Kentin yeniden inşası yıllar sürdü. 1950 de çevredeki yedi ilçe ve 16 köyün de katılmasıyla Budapeşte yönetsel olarak yeniden düzenlendi. Banliyöler merkeze hızlı ve ucuz kamu ulaşım sistemiyle bağlandı, altyapı hizmetleri buralara aşamalı olarak ulaştırıldı. Sanayileşme 1950 ve 60 larda sürdüyse de, daha sonra sanayinin çevre ilçelere dağıtılması yönünde önlemler alındı. Emek yoğun ağır sanayi de yerini giderek daha modern sanayiye bırakmaya başladı.