Kahire


KahireMısır'ın başkenti Kahire, Afrika'nın en büyük kentidir. Büyük bölümü Nil Irmağı'nın doğu kıyısında, ırmağın Reşid ve Dimyat kollarına ayrıldığı noktanın biraz aşağısında yer alır.

1300 yılı aşkın süredir aynı alanda, aynı adla yer alan kent, Doğu ile Batı'nın, eski ile yeninin gelişigüzel bir birleşimini yansıtır.
Tipik bir çöl ikliminin egemen olduğu kentte gece - gündüz sıcaklık farkı çok yüksektir. Güneş gündüzlerin ılık geçmesini sağlar, ama geceler oldukça serin ve nemlidir. Kentin yağış aldığı tek mevsim kıştır.
Kentin bugünkü yapısı tarihi ile yakından ilgilidir. Kalabalık bir nüfusu barındıran ve Batı tipinde kurulmuş kesimi çevreleyen gecekondu görünümündeki üç eski mahallenin en büyüğü Fatımilerce kurulan yerleşim alanıdır. Burada Baybars Camisi ve Salahaddin Kalesi gibi çok sayıda tarihsel yapı vardır.
Öteki eski mahalleler geçmişte kentin banliyöleri olan Bulak ve Mısrü'l-Kadime'dir. Kentin modern merkezi olan el-Azbakiye ile yakınındaki büyük ticaret merkezleri ve konut alanları yoksul eski mahallelerle çarpıcı bir karşıtlık oluşturur.
Kentin ana caddesi Nil'e koşut uzanan ve televizyon binası, katedral, belediye binası ve lüks otellerin çevrelediği el-Kurniş Caddesi'dir. Nil kıyısındaki modern kesimler ile eski mahalleler arasında bulunan kesimde alt orta sınıflar yaşar. Ulusal Kitaplık ve İslam Sanatları Müzesi burada yer alır.
Metropoliten alanın doğusunda din büyüklerine ve Memluk sultanlarına ait mezarlar bulunur. Ölüler Kenti adı verilen ve dünyada başka örneği bulunmayan bu yörede nüfusun en yoksul kesiminin bir bölümü yaşar. Belediye hizmetlerinden yoksul olan yörede, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan hızlı nüfus artışının etkisiyle yapılmış olan görece modern, yeni yapılara da rastlanır.
Son yıllarda kentin batı ve kuzey kesimleri konut alanları olarak hızla büyümektedir. Tarımsal topraklardan ya da sulama yoluyla çölden elde edilen alanlarda Heliopolis ve Nasr kenti gibi çeşitli yerleşmeler kurulmuştur.
Kahire Mısır, Roma, ortaçağ Arap ve Osmanlı mimarisinden zengin örnekler barındırır. Kentin tescil edilmiş olan 400'den fazla tarihsel anıtı İ. S. 130 ile 19. yüzyıl başları arasındaki dönemden kalmadır. En eski kesimlerde üstü sıvalı ve iki - dört katlı tuğladan evler egemendir. Bazı eski evlerde yöreye özgü ahşap pencere kafesleri bulunur. Geleneksel konutlar çeşmeli bir avluya açılır; erkek ve kadınların yaşadığı bölümler ayrıdır.
Kentin 19. yüzyıl başlarında inşa edilen kesimindeki binaların taştan yapılmış zengin bezemeli dış yüzeylerinde, kubbeciklerinde ve romanesk eşiklerinde abartılı Avrupa etkisi görülür. 20. yüzyıl başlarında kurulan Batı etkisindeki kesimlerin fazla yüksek olmayan taş ya da betonarme binaları Paris'teki yapılar örnek alınarak yapılmıştır. Nil kıyısındaki Akdeniz tipi binalarda eski Mısır mimarisinin bazı özellikleri korunmuştur.