Kapadokya




2009 Kurban bayram tatilinde gittik Kapadokya'ya




İzmir'den direk uçuş ile Kayseri'ye gittik, oradan da bir saat on beş dakikalık bir minibüs yolculuğu ile Göreme'ye vardık




Kaldığımız otel Göreme'de, bir peribacasının içine oyulmuş Dervish Cave House (http://www.dervishcavehouse.com/) butik oteldi. Odaları gerçekten enteresan çünkü sadece bir kapı ve yanında bir pencere var, odanın tamamı kayaya oyma.




Otel temzlik ve misapirverlik açısından çok başarılı idi, özellikle otel sahibi (ya da işletmecisi) çok sempatik bir insandı.




İlk gün öğleden sonra varabildiğimiz için sadece kendimiz göreme'de dolaştık, açıkhava müzesine doğru kısa bir yürüyüş yaptık. Hava kasım sonu aralık başı olmasına rağmen gündüzleri gayet güzeldi, biz İzmir'den gelmeden önce yok kar botu mu alsak, termal kıyafet mi alsak diye düşünürken gömlek üzerine kazak ile gündüzleri dolaşabileceğimiz bir hava ile karşılaştık. Ama akşamları sıkı ayaz vardı onu da belirteyim




2.gün aldığımız tur ile (bir minibüs insan, içinde 4 türk, gerisi koreli, amerikalı, arap emirliklerinden gayet uluslararası bir ekip ile) güzel bir gün geçirdik




Bu turda uçhisar kalesi (kale kayaların tepesinde, bölgeye hakim, meraklısı çıkabilir ama biz aşağıdan bakıp resim çektik sadece) ile başladık. Daha sonra Çavuşin köyüne gittik, burada da eskiden yerleşim varmış (tabii ki kayaların içine oyulmuş evlerde, daha da eskiden mubadele öncesi rumlar yerleşikmiş) daha sonra bir deprem sonrası boşaltılmış, aşağıda aynı isimli köyde normal evlerde yaşam devam ediyor. İlginç bir yer. Buradan paşabağına gittik, burada biraz yukarıdan rahatlıkla peribacalarını görebiliyorsunuz, peribacaları ile ilgili detaya girmiyorum burada meraklısı benim anlatabileceklerimden on kat fazlasını internetten bulur, bir kısım turist doğal olduğuna inanmıyormuş, siz yaptınız turist gelsin diyenler varmış, çok enteresan yerler, dünya gibi degil de uzay gibi sanki, ve hala bazılarının bacaları düşüyor, bazıları yeni yeni oluşuyor. Paşabağında bunları görebilirsiniz. Buradaki gezimiz de bitince bizi güray seramik atölyesine götürdüler, burada seramik'in yapımını, şekillendirilmesini, üstüne yapılan çizimleri yani tüm süreci görebilirsiniz, isterseniz alışverişte yapabiliyorsunuz. Daha sonra öğlen yemeği için Uranos restaurant'a gittik, burası da dev bir kayanın içine oyulmuş, yemek yediğiniz yerler üniversite anfisi gibi, ilginç bir yer, yerel yemeklerden testi kebabı yedik. Yemekten sonra imaginery walley adlı yere gittik, burada bir sürü peribacası var, deveden, ele, köpek kafasına kadar herşeye benzeyen değişik peri bacaları var. Bir sonraki durağımız Turasan şarap fabrikası oldu, nedense bu bölgenin şaraplarından en ucuz Hayyam şarabı dışındaki şaraplardan hayal ettiğim lezzeti alamadım. Günün sonunda Açıkhava müzesine gittik, burası da ilginç bir yer, hrıstiyanlığın ilk aşamalarında insanlar buralara sığınmış, evlerini ve kiliselerini oymuşlar, mutfağından yemek odasına, evlerine ilginç bir yer, mutlaka görülmeli.




2.gün aldığımız tur ilk güne göre daha uzak yerlere gidilen bir turdu. Önce panorama ile başladık, tüm peribacalarına tepeden bakılan bir yer. 2.durağımız derinkuyu yer altı şehri oldu, yer altına 8 kat inilen bu yer herhalde ilginç bir yerdir, biz kapalı alan sevmediğimiz ve bayram sebebi ile de çok kalabalık (tur otobüsleri) olduğu için inmemeyi tercih ettik, inişe başladınız mı geri dönüşü yok. Buradan sonra ünlü Ihlara vadisine gittik, vadinin başında bizi bıraktılar, kanyonun içinde 1,5 saatlik bir yürüyüş yapıp yolun sonunda yemek yedik. Ihlara vadisi çok güzel bir yer, değişik bir coğrafya, mutlaka görülmesi lazım. Burada bir not da ekleyeyim, bu turlara kendi arabanız ile çıkmak hayatınızı zorlaştırabilir, çünkü mesela biz vadinin bir yerinde arabayı bıraktık yürüdük onlar geldi bizi başka bir yerden aldı, kendi arabanız ile bunu yapamazsınız geri dönmeniz lazım. Çevrede dikkatimi çeken diğer bir hususta pek yönlendirme olmaması. Yol bilmiyorsanız işiniz zor olabilir.




Ihlara vadisi sonrası selime katedraline gittik, burası da yine taşların içine oyulmuş değişik bir yer.




Genel olarak kapadokya mutlaka görülmesi gereken enteresan bir coğrafya, 2-3 gün yeterli olabilir. Balon turu da yapmak istedik ama kişi başı 150 Euro, tur bir saat, sadece sabah 6 gibi yapılabiliyor denilince başka bir sefere diyerek vazgeçtik




Restaurant olarak göreme'de ki orient restaurantı önerebilirim, çok güzel yemekleri var